Header Ads

CASSIOPEIA: SÜRÜNGENİN GÖZÜNDEN Bölüm 4





YILANIN ŞEFKATİ…

Tak! Tak! Tak! Kapı vuruluyor.

Tam 15 dakikadır aralıksız bir kapı vurma sevdası! “Ah! Bu tam bir işkence.” diyen Cassi’nin gözleri uykusuzluktan artık açılmıyordu. Oflayarak yatağından zar zor kalkıp odasında çıktı. Sonra doğruca holden geçip dış kapının yaklaşık 5 metre gerisinden kapıyı kimin çaldığını sordu.



- KİMSİN? NE İSTİYORSUN?

Dışarıdan gelen tiz ve çığlığı andıran bir ses; “Leydim lütfen kapıyı açın size haberlerim var, çok önemli!” Bir erkek sesinin geldiğinden emin olan Cassi, esrarengiz sesin çağrısına uyarak şiddetli bir biçimde kapıyı açtı.

Gözleri iri iri açılmış ve hayli korkmuş bir halde titrek elleriyle bir parşömen tutan haberci, dizleri üstüne çökerek başı eğik bir vaziyette parşömeni Cassiopeia’ya uzattı. Oldukça sade ve düz sayılabilecek bir yapısı olan parşömeni elinde evirip çeviren Cassi, kötü bir haber olduğunu anlamış gibi açmakta tereddüt yaşıyordu.




Cassi'nin arkasından Soreana gözüktü, bir parşömene şaşkın şaşkın bakan kızına bir de parşömene baktı. “Pekala anlaşılan önemli bir haber.” diyen anne, “Hadi şu habere bir bakalım.” diyerek Cassi’nin elinden parşömeni aldı ve açtı…

GEÇMİŞİN İNTİKAMI..

Cassiopeia'nın babası ve kardeşi Katerina’yla vedalaşmasının ardından yıllar geçmişti ve o artık bir çocuk değildi. Birçok eğitimden geçmiş, annesinin üyesi olduğu KARAGÜL tarikatına üye olmuştu. Tabii bu üyelik müzakereleri bilgi ve beceri gerektirdiği kadar fiziki eylem de isteyen bir yapıydı. Bu nedenle Cassi, daha genç kızlık çağındayken annesini öldürmeye çalışanları bulup ortadan kaldırdığı için bu şerefe nail olabilmişti.

Cassiopeia ancak kendini böyle kanıtladıktan sonra, hizbin Shurima için kurduğu daha geniş çaplı planları öğrenme ayrıcalığına erişebilmişti. Hızı, becerisi, zekası ve fiziki gücü onu en olmadık şeylere itiyor, her işin hakkını vererek yapıyordu. Mesela: ailesinin imkanlarını kullanarak çölün derinliklerine keşifler düzenleyen Cassiopeia, bu gezilerde Shurimalı bir paralı asker olan Sivir'in yardımıyla antik harabeleri yağmaladı.


 



Bu ve bunun gibi birçok maceraya, çekinmek bir yana hevesle, istekle hatta şehvetle atılıyordu. Her bir hamlesinde kendini gerçekleştirme, güce yine ve yeniden ulaşmak adına aklın, bilimin, coğrafyanın, kimyanın ve fiziki temellerin sınırlarını zorlayarak ulaşmaya çalışıyordu.

O artık büyümüştü; ne olduğunu, ne olacağını ve ne istediğini keşfetmiş bir savaşçıydı.

Günlerce bir mezarı bulmak ve içindeki efsaneyi gün yüzüne çıkarmak için gece gündüz çalışan Cassi, artık yorulmuş ve iyi bir uykunun yeniden çalışmasına imkan verebileceğini bildiği için biraz dinlenmek istiyordu ama ne mümkün! Sabahın 5’inde aralıksız vurulan kapı artık sinirlerini iyice bozmuştu, buna bir son vererek bu had bilmez ahmağa gününü gösterecekti. Hışımla yatağından fırlayan Cassi, kapıya gelmiş ve hiddetle bağırmıştı.

Neyse… Kapı açılmış, parşömen alınmış, Soreana ise okumaya başlamıştı.




Haberler kötüydü. Jericho Swain, Yüce General Boram Darkwill'i devirmişti. Bazı soylu aileler bu darbeyi tanımaya karar vermişti ve aralarında Du Couteaular da vardı.

Kocasının ihaneti Soreana’yı hem öfkelendirmiş hem de iğrendirmişti. Ancak bu durum bir yandan da Karagül'ün tüm üyelerinin artık tehlike altında olduğu anlamına da geliyordu. Bu da korkmasına neden olmuştu. Soreana, telaşa kapıldı.

Shurima'nın eski çağlarda tüm dünyaya üstünlük kurmasını sağlayan ilahi gücün bulunması için, bu ilahi gücün konumu ve etkileri laboratuvarlarda gerektiği kadar araştırılmıştı. 

Artık harekete geçme zamanıydı. Soreana, bu gizemli yeri bulması için Cassipeia’yı yolladı. 

O da yaklaşmakta olan gizli savaşta kullanılmaya hazır bir silahla geri dönmeye ya da hiç dönmemeye yemin etti. 



Bu yemini tutma uğrunda sonsuza dek değişecekti…










Hiç yorum yok