Header Ads

Ahri: Bu Çekicilik Biraz Fazla Olabilir.




Beyninizin duvarlarına tilki kuyrukları mı değiyor yoksa? Bir öpücüğe kapılıp çoktan gitmiş görünüyorsunuz. İkinci defa ayartan öpücüğe kapılmanızı önermiyoruz. 

 Bu çekicilik biraz fazla olabilir.

______________________________________________________________________________________________________________________________________________
Ahri'nin kökeni o kadar gizemli ki kendisi bile bilmiyor. Geldiği vastaya kabilesi tarihi veya diğer vastaya kabileleri arasındaki yeri hakkında hiçbir fikri yoktu. Elinde sadece birbirinin eşi olan iki değerli ikiz taşı vardı. 

Hatırladığı ilk anılarıysa, Shon-Xan'ın kuzey sınırında kar tilkileri ile koşuyor oluşuydu. Ahri bir tilki değildi, onlardan biri hiç değildi fakat onu kendilerinden biri gibi görüp kabul etmişlerdi.

Yabani ve avcı yaşamı sırasında Ahri her şeye rağmen ormanla arasında bir bağ hissediyordu. Zaman içinde bu bağın nereden geldiği anladı, her zerresine işlemiş bu vastaya sihrinden ve ruhlar aleminden geldiğini hissediyordu, hatta bunun farkındaydı fakat ona bu sihri kullanmayı öğretecek kimse yoktu. Bu gücü kendi kendine öğrenmesi gerekiyordu öyle de yaptı. 




Avlanırken refleksleri güçlendirdi ve güçlerini avlanırken kullanmayı öğrendi. Hatta dikkatli yaklaşırsa paniklemiş bir geyiği bile yatıştırabiliyordu.  Bu yüzden Ahri ve  sürüsü avlanma işini gerçekleştirirken hayvancağız sakin bir şekilde duruyordu.

Ölümlüler dünyası kar tilkilerine olduğu kadar Ahri'ye de yabancı geliyordu hatta bu yüzden kaygılanıyorlardı ama yine de Ahri'yi oraya çeken bir şeyler vardı. İnsanlar Ahri'ye kaba ve hoyrat geliyordu. E o da haklı, zarif ve kanlı bir tilki sonuçta. Bir gün bir grup avcı yakınlarda kamp kurup avlanmaya başladıklarında onları uzaktan izlemeye başladı. 




Avcılardan birinin hedefi şaşırması sonucu başka bir avcı okla yaralandı. Ahri ruhunun vücudundan yavaş yavaş ayrıldığını hissediyordu, buna kendisi şaşırsa da tek bildiği yırtıcı hayvan iç güdüleri adamın bedeninden yayılan ruh özünü keyifle içine çekiyordu. Ruh özleri adamın hatıralarından kısa kesitleri Ahri'nin görmesine neden oldu. Savaşta kaybettiği sevgilisi, kuzeye gelirken köyünde bıraktığı çocukları gördü. Ahri belli etmeden adamın duygularını yönlendirdi. Önce korkudan kedere daha sonra neşeye yönlendirdi, kapalı çayır görüntüleriyle adamı yatıştırdı. 

Bu olayın ardından Ahri insan dilini kolayca anlayabildiğini fark etti, sanki yer yer hatırladığı rüyada öğrenmişti. Artık tilki sürüsünden ayrılması gerektiğini biliyordu.




BEN KADERE BOYUN EĞMEM, MEYDAN OKURUM.

Ahri insan toplumunun en uç noktalarında geziyordu fakat şimdi yaşadığını her zamankinden daha çok hissediyordu. Rüzgarı başka türlü hissediyordu. Avcı doğası değişmemişti fakat kendini Ionia'nın her köşesinde yeni duygular ve gelenekler yaşamaya kaptırmıştı. Bu sırada ölümler de ona ilgi gösteriyordu hem de fazlasıyla. Ahri ise bu ilgiyi kendi çıkarına kullanıyordu. Ahri, onlar güzel anılarla, derin arzularla dolu hayallerle ve saf kederle dolu rüyalarla büyürken onların özlerini emiyordu.

Zaman geçtikçe kendine ait olmayan anılarla kendinden geçti. Kurbanlarının ölümünün yarattığı mutsuzluk ve kederi hissetse bile onların yaşamına son vermekten heyecan duyuyordu. Anlık hayallerle, kalp kırıklıklarıyla coşkuların en büyüğünü yaşıyor, yaşadıkça daha fazlasını arzuluyordu. 

Taştan ve demirden yapılma uzak ülkeden gelen acımasız işgalcilerin anılarını gördükçe üzülüyor, hatta gözyaşı döküyordu. Bunlara katlanmak kolay değildi hatta hiç kolay değildi fakat uzak durmaya çalıştıkça gücünün zayıflığını fark ediyordu. Acı çekiyor olabilirdi yine de anılara ortak olmaya devam edecekti.







Ahri, çaldığı sayısız hatıralar sayesinde vastayalar hakkında çok fazla bilgi edinmeyi başardı. Yalnız olmadığını düşündü. Vastaya kavminin de fanilerle ilişkileri sıkıntılıydı. Sonunda, halkının eski devirdeki gücüne kavuşmak için çıkardıkları isyandan haberdar oldu. 

Geçmişiyle arasındaki bağı belki bulmuştu. Belki o bağ bu isyandı.

Ahri, ikiz taşları alıp kendinden olanları aramaya koyuldu. Artık ödünç hatıralara, yabancı rüyalara ihtiyaç duymak istemiyordu. Runeterra'da kabilesinden her ne iz kaldıysa onları bulmaya kararlıydı. 



Hiç yorum yok