Header Ads

Kratos: İntikam Ateşi | Hiddetliler | God of War


  

Kratos vicdan azabı çekiyordu. Yüreğinin derinlikleri kan ağlıyordu. Karısı ve kızının ölümü gözünün önünde canlanıp duruyordu.. Aynı kabuslarla uyanıyor, kabusların şiddeti daha da artıyordu. Ares ikinci defa sevdiklerini elinden almıştı. 

Önce çok sevdiği kardeşi Deimos, sonrasında karısı ve biricik kızı. Öfke Kratos’un gözünü en sonunda açmış, kabuslarından uyanmıştı. Hiddetliler'in zincirleri onu acısı, nefreti ve pişmanlıklarıyla bağlamıştı. Öyle bir cehennemi yaşatıyorlardı ki, cehennemin kendi alevini tercih ederdi. Anıları, pişmanlıkları ve kabusları Prometheus'un işkenceleriyle bezenmişti.

İntikam. Bu insani duygu Kratos’u daha da güçlendiriyordu. Sparta’nın hayaleti işlenmiş, yüzyılların yıkamadığı sütunlara bağlanmış bir biçimde duruyordu. Ümitsizliğin acının ve pişmanlıkların ortasında nefretini hatırladı Kratos. Zincirlerini hissetti. Gücünü, arzuladığı intikamı bütün vücudunda hissedebiliyordu. Güç, vücudundan dışarı akıp zincirlerinin etrafını sarıyordu.




Nefreti ve intikam hissiyle zincirleri kendisine doğru çekmeye başladı. Onu zincire vuranların yüzü gözünün önünden gitmiyordu. Hiddetliler. Onların tek amacı yemin bozanları bulup sonsuz işkenceler çektirmekti. Onlar alevlerden, bıçaklardan ve zehirlerden daha kötülerini kullanırlardı kimileri için. Anılar ve pişmanlıklar.

Ares’in en sevdiği yardımcıları, yeminini bozduğu için Kratos’u Hiddetliler'in eline göndermişti. Kratos. İntikamın, hiddetin ve nefretin vücut bulmuş hali. Burada bağlı kalamazdı. Zincirler onu durduramazdı. İntikamını almalıydı. 

Bütün gücüyle Kaos'un Bıçakları'nın zincirlerini kendine çekmeye başladı. Asırlık sütunlar dayanamıyordu, Kaos'un Bıçakları sanki Kratos için yartılmışçasına ona ulaşmaya çalışıyordu. 



Hiddetliler neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Yeni oyuncakları ellerinden kayıp gidiyordu. Kız kardeşler tüm bu nefret ve intikam hissinin karşısına geçip Kratos'u yıldırmaya çalışmışlardı. Zihinsel şiddetin yeterli olmadığını fark eden kız kardeşler onu fiziksel şiddetle sindirmeye çalışıyorlardı.

İşte bu, Kratos’un öfkesinin beklediği andı. Kuvvetle çektiği zincirler sonunda gerilmiş Kaosun Bıçakları yerinden çıkmıştı. Sütunlar asırlardır durdukları yerden sonsuzluğun toz bulutu içerisinde kaybolmaya başlamıştı. 

Kratos önce bıçaklarına baktı, bu bıçaklar karısı ve kızını öldüren bıçaklardı. Kanları hala avuçlarında duruyordu. İçini kaplayan vicdan azabı farklı bir duyguya dönüşmeye başlamıştı o an. İntikamını almalıydı. 

Yeminini bağlayan Hiddetliler'i tek tek yok etmeliydi. İlk kız kardeş tam önündeydi. Daha öncesinde onunla tanışmıştı, hatta uzuvlarından birini koparıp da almıştı Kratos.

 Bıçakları havayı delip geçerek ani bir darbeyle hedefine saldırdı. Sonunun geleceğini anlayan Hiddetli kaçmaya başlamıştı. Kratos, üstün hakimiyet sağladığı bıçaklarıyla bu korkak yaratığın peşinden koşuyordu. Yakalaması uzun sürmemişti. 




Önce, öfkesiyle dolup taşan bıçakları ilk Hiddetli'nin bacaklarını koparmıştı. Nefreti dinmek bilmiyordu. Her bir darbesiyle düşmanı ölüme daha da yaklaşıyordu. Hiddetli'nin başı mermer zeminde yuvarlanıp gittiğinde yavaşlamaya başladı Kratos. 

İntikam hala içinde sönmeyen bir ateşti. Kalan yemin bozanları öldürmesi gerekiyordu. Böylece Ares ile olan bağı kopacak ve intikamını alabilecekti. 

Kalan Hiddetliler'i öldürmesi de uzun sürmemişti, hepsini tek tek avlayıp, kafalarını gövdelerinden ayırmıştı. Öfkesini yaptığı vahşice katliamlar asla dindiremezdi. O, asıl düşmanını öldürmeden asla huzur bulamayacaktı. Ares'i.




 Ancak şunu da çok biliyordu ki hiçbir ölümlü Ares’i yok edemezdi. Bir yolunu bulmalıydı ama nasılı? İntikamın pençesinde yoksunluğa düşmüştü Kratos. Onca çaba, onca pişmanlık ve nefret hala içini yiyip bitiriyordu. Kendini olmayacak durumlara sokmuştu. Kadın ve alkol dahi dindiremiyordu içindeki eksikliği. Bitmek bilmeyen kabusları zihnini yiyip bitiriyordu. Ardından tekrar tanrılara yalvarmaya başladı, vicdan azabından kurtulmak için her şeyi yapabilirdi artık. 


Kimi için bir mucize, kimi için ise bir oyundu karşısına çıkan. Bu bir fırsat mıydı? Tanrılar dualarını kabul etmişlerdi. Sparta’nın hayaletini tanrılar yeniden duymuştu. Ona kulak vermişlerdi ve intikamın beden bulmuş hali, yeniden tanrıların hizmetine girmişti. 

Ama hiçbir şey beklendiği gibi olmayacaktı... 



Hiç yorum yok