Header Ads

İnceleme: Bioshock Infinite | Uçuyor muyuz? Kıtaca uçuyoruz!


Bir mehdinin, bir peygamberin var olduğu uçan bir şehirde yaşamak ister miydiniz? Columbia o zaman tam size göre. Uçan şehir Columbia steampunk ve dieselpunk esintilerini karıştırmış ve bunu fırtınaya çevirmiş bir şehirdir. 

 Hikayeye ağırlık veren bu oyunda Booker Dewitt adındaki bir özel dedektifi canlandırıyoruz. Borç batağına düşen bu dostumuz bir kızın hapsedildiği yerden kurtarılması karşılığında borcunun silinebileceği bir iş teklifi alır ve tabii ki Booker da hemen bu işi kabul eder.

 

 İşte tam o vakitte Columbia’nın muhteşem atmosferine uçarak giriş yapıyoruz. Tamamen dini kullanan ve halkını bağnazlığa terk ederek mutlak hakimiyetini perçinleyen Comstock, bu oyunda bizim düşmanımız. 

 Bütün şehir hayatta ve canlı, animasyonlara özen gösterilmiş her şeyden fazlasıyla var. Dans eden insanlar, oyun oynayan çocuklar, birbirleriyle muhabbet eden arkadaşlar, kız arkadaşıyla flörtleşen yakışıklı delikanlılar gibi pek çok gerçekçi kişiyi yansıtmak için özenle yapılmış animasyonlar var. 

 Animasyonların yanında görsel tercih de muhteşem. Gerçekçi olmayan çizgi filmmiş gibi bir hissiyat uyandıran bir görselliğe sahip. Gerçekçi bir tercihte bulunmayarak oyunun görselliğinin ölümsüz olmasını sağlamışlar. Yani bu yazıyı ne zaman okursanız okuyun bence oyunu oynarken göreceklerinizden dolayı sıkıntı çekmezsiniz.

 Oyundaki sesler de iyiydi. Karakter seslendirmeleri, müzikler, propaganda videoları ve seslendirmeleri derken neredeyse her ses oyunun içine insanı çeken cinstendi.

 Şimdi oyunun en sevdiğim kısmına geliyorum... Elizabeth. Kesinlikle oyundaki en sevdiğim şey oldu. NPC deniliyordu ama değildi, sizi temin ederim “Bazı arkadaşlarımdan daha zeki ve daha yararlı bir karakter.” dedirtebiliyor. Çevreyle etkileşimi gerçekçiliğini arttırıyor ve karakterimiz ile etkileşimi de sempatisini arttırıyor. 



 Oyun boyunca Elizabeth bize para veriyor, cephane buluyor, loot yapıyor, çatışmalar varken etrafta saklanıyor ve vurulmaktan kaçıyor. Bu kadar şeyin yanında çok güzel bir kız, gerçekten bu kadar özelliği gören bir oyuncu asosyal erkeğin dibi düşüyor ondan sonra da oyun senaryosuyla dibinizi yerden toplatıyor. Oyunun senaryosuyla alakalı belki farklı bir açıklama yazısı yazarım çünkü inanılmaz karmaşık gerçekten açıklaması anca ayrı bir yazıya sığar.

 Bildiğiniz gibi Bioshock bir FPS serisi. Bioshock’un ilk oyununu hiç sevmememe rağmen yapılan geliştirmelerle Bioshock Infinite seveceğim bir oyun haline gelmiş. Silah çeşitliliği bildiğimiz standart silahlarla sınırlı, silahların sınırlılığı belli bir yerden sonra sıkıcı oluyor haliyle. Fakat silahlara ek olarak vigorlar var ve oyunda çeşitliliği sağlayan özel güçler olarak tanımlayabiliriz. 

 Oyunu sevdim. Bioshock Infinite hikaye ağırlıklı sinematik anların bol olduğu iki sinematik arasında da mecbur çatışmanız gereken oyunlardan biri, aynı Last Of Us gibi. Hikayesine bayıldım, o kadar bayıldım ki oynanışın vasatlığını gözüm görmedi bile tek oturuşta bitirdim. Bu oyunu herkese öneriyorum, oynamayan çok şey kaybeder bence. Şimdilik hoşça kalın ve görüşmek üzere.



Hiç yorum yok