Spyro 2: Ripto's Rage | Spyro Geri Döndü!
Spyro geri döndü.
İlk oyundan sayfamızda yarım sene önce bahsetmiştim ve güzel bir deneyimdi. Şunu en baştan söylemem gerekir ki 2. oyundan daha çok ilk oyunla karşılaştırarak bahsedeceğim. Bu sebeple ilk yazıya da bir göz atmanızı tavsiye ederim.
Spyro ilk oyunun hikayesinden sonra tatil yapmak için bir sahile teleport olmak ister. Sonra yanlışlıkla başka yere ışınlanmış ve oyunumuzun geçtiği alana gelmiştir, yani Avalar'a.
Geldiğimiz yerde yanımızda Elora, Hunter, Zoe, Profesör ve Moneybags gibi farklı farklı karakterler yer alıyordu. Bu huzurlu olması gereken ortamdaki bu tatlı karakterlere kan kusturan biri vardı, Ripto.
Ripto yanında Crush ve Gulp adındaki yancılarıyla bir diktatörlük kurmuş ve zorbalık yapıyordu.
Elora çok güzel bir faun. Yarısı keçi olan bir varlık nasıl tatlı, sevimli ve güzel olur bilmiyorum ama, öyle. Spyro'yla da arası var yani, birbirlerine yakışıyorlar bence. Neyse bunu boş verelim de bu faun ne işimize yarıyor oyunda? Bazı ipuçları veriyor, bulunduğu yerlerde bize sürekli tüyo veriyor.
Hunter, biraz beceriksiz bir çita. Fakat beceriksiz olmasına rağmen oyundaki çoğu işe yarar hareketi bize bizzat öğreten kişi de kendisi. Bayağı sevimli ve sempatik bir arkadaş ve 3. oyunda da yanımızda olduğunu söyleyebilirim 3. oyuna da başladım bu aralar.
Zoe otokayıt yapmamızı sağlayan yeni perimiz. Kendisinden bahsetme sebebim de kendisine ait bir karakterinin olması ve Elora'yla da iyi kankalar.
Profesör, o bir köstebek ve Avalar'ın en bilge adamı sanırım. Herhangi bir şeyde tek uzman o ve topladıklarımızı en son ona veriyoruz çünkü ne yapılabileceğini bir tek o biliyor.
Moneybags bir ayı, meşhur varyemez amca gibi para aşığı bir karakter. Bize sattıklarıyla pek çok yerde destek olan bir karakter.
Ripto'yu ilk geldiğimiz an görüyoruz, yancılarıyla beraber geldiğimiz anda bizim Avalar'a geldiğimiz portalı yıkıyorlar. Biz de eve dönmek için el mahkum Ripto'nun yenilmesi için mücadele etmek zorunda kalıyoruz.
Oyun üç ana bölümden oluşuyor. Ana bölümlerden portallarla diğer bölümlere gidiyoruz, aynı diğer oyundaki gibi. İlk oyunun incelemesinde bunu yazmamıştım çünkü ilk oyunda boss dövüşü hiç yoktu.
Öyle olunca ana bölümlerden, onlara bağlı diğer bölümlerden bahsetme ihtiyacı hiç duymamıştım çünkü hiç dikkatimi çekmemişti.
Evet bu oyunda ilk oyundakinin aksine kapı gibi 3 tane boss dövüşü var.
İlk boss Crush, Crush bana kolay geldi ama ilk boss olduğundan normal olduğunu düşünüyorum. İkinci boss Gulp, Gulp bayağı zordu, gerçekten geçinceye kadar terletti.
Son boss tabiki de Ripto'ydu, Ripto kavgası zor falan değildi ama inanılmaz sinir bozucu bir dövüştü.
Ripto'ya saldırabilmemiz için 14 tane Talisman toplamamız gerekiyor. Talismanlar her bölümde kurtardığımız farklı toplulukların kıymetli eşyaları diyebiliriz.
14 Talismanın tamamı Crush ve Gulp'la dövüşümüzden önce toplanıyor. Ripto'yla dövüştüğümüz ana seviyeden sadece Orb toplayabiliyoruz çünkü Talismanların anlamı da kalmıyor. Gulp'la dövüşümüzden sonra oyun bitiyor gibi oluyor ama devam ediliyor.
Toplanabilir öğeler Talismanlardan ibaret değil tabiki. İlk oyundaki gibi yine parlak taşları toplama var ve ilk oyuna ek olarak Orb dediğimiz kristal küreler vardı.
Parlak taşlar sayesinde Moneybags isimli varyemez ayıdan pek çok şey satın alıyoruz.
Yeni portalları açtırıyoruz, yeni yetenekler öğreniyoruz, olduğumuz levelde eksik olan platform öğelerini tamamlatıyoruz, satın almak derken sarf öğeler değil yani. Bu parlak taşlar ilk oyunda sadece toplanabilir öğeydi ve bu şekilde gösterişten de olsa hiçbir kullanım yeri yoktu.
Orb'lar da bazı kapıların, bazı portalların açılmasını sağlıyor. Esas olarak en son kısımda bayağı lazım. Ripto, Gulp'u dövmemizden sonra bizden kaçıp, kendisini kaleye kitliyor ve kalenin kapısını açmak için en az 40 tane Orb gerekiyor.
Yani Orb'ları toplamak önemli, ben başta toplamadım sonra oyunu neredeyse baştan sona bir daha oynamak zorunda kaldım. Bu uyarıyı şimdiden yapayım da siz de aynı hataya düşmeyin.
Peki ilk oyuna kıyasla nasıl bir oyun olmuş? Bence her açıdan gelişmiş müthiş bir oyun var karşımızda.
NPC karakterler çok tatlıydı, seviye tasarımları çok daha tatmin ediciydi ve en önemlisi boss savaşı vardı. İlk oyunda en büyük boss'u alt etme şeklimiz bile bizden kaçan birini yakalamamız üzerineydi ve bence bu bir saçmalıktı.
İlk oyunda doğru düzgün bağ kuracağımız NPC'ler de yoktu, bütün NPC'ler sadece bir kaç cümlesini duyduğumuz taş olmaktan kurtardığımız ejderlerden ibaretti.
İlk oyunda hiç tutorial yoktu, kurtardığımız ejderhaların dediklerini uygulamaya çalışıyorduk. Bu oyunda uygulamalı bir tutorial ilk kez vardı, Hunter sağolsun.
Aslına bakarsanız ilk oyunun kolaylığından dolayı gerek duyulmamış da olabilirdi, gerçekten ilk oyun çok kolaydı. Bu ikinci oyundaki Orb toplamak için yapılması gereken görevler olsun, boss dövüşleri olsun gayet güzel bir zorluğa sahip.
İlk oyuna ek olarak bol bol su altına giriyoruz ve su altı seviyeleri bayağı zordu benim için. İlk oyunda su altında pek işimiz yoktu, hatta suyun altına girebiliyor muyduk hiç hatırlamıyorum bile.
Ama sevindirici bir haber verebilirim, nanik yapan pis herifler yok bu oyunda. Onları kovalamayı hiç sevmiyordum bayağı da keyif aldım onlar yokken.
Oyunu yüzde 72 seviyesinde bitirdim. Oyun bittikten sonra 55 Orb toplayıp, 8000 adet parlak taş toplayarak ejderhalar şehrindeki kapıyı da açabiliyoruz.
Fakat ben oyun bittikten sonra bu tarz oyunu daha fazla bitirme işlerine hiç girişmiyorum, oyun bitince benim için bitiyor her zaman.
Bugün de fazlasıyla uzun bir yazı oldu, bayağıdır böyle severek oynadığım bir platform oyunu olmamıştı. Aslında bayağıdır oyun oynamıyordum, GTA Vice City Mobile ile sahalara geri dönünce Spyro 2'ye de bakabildim.
Bu oyunu herkese tavsiye ediyorum zaten üçleme olarak satılıyor ve fiyatı bayağı iyi, hala 164 lirada duruyor. Şimdilik hoşça kalın ve görüşmek üzere.
Post a Comment