Header Ads

İnceleme: Grand Theft Auto: Vice City | Renkli Şehrin Psikopat Yüzü

 


Yıllarca GTA Türk diye oynadığımız, normalde GTA 3'ün ek paketi olacakken ayrı bir oyun olarak çıkan GTA serisinin mihenk taşlarından Vice City incelemesi ile karşınızdayım. 

Geçtiğimiz günlerde Rockstar'ın GTA 3,  Vice City ve San Andreas üçlemesi için çıkaracağı remastered haberlerini doğrulamışken eskiye bir göz kırpmadan geçmeyelim istedik. Bu paket yayınlanacağı için artık bu üçlemede dijital platformlardaki raflarını boşaltmış bulunuyorlar. İncelemeye geçmeden onlar için de büyük bir F rica ediyorum. 

Bugüne kadar orijinalleri en az bir kez bile oynamadıysanız, çok şey kaçırdınız...


Hikayemiz İtalyan asıllı bir mafya çetesinden Tommy Vercetti'nin hapisten çıkmasıyla başlıyor. 

Liberty City'de Sonny Forelli ile beraber uzun yıllar çalışan Tommy, 15 sene mapus damlarında bedel ödedikten sonra ailenin verdiği karar ile Vice City'e pis işleri yaptırılmak üzere gönderiliyor. Tommy'nin de gözü açılmadan da kısa bir süre temizlenmesi planlanıyor. (Kim kimi koparıyor??)

Şans odur ki, Tommy ilk işinde üçüncü parti bir çetenin saldırısına uğrar. Hem parayı hem de ticaretini yapacağı kötü kötü malı kaybeder. Bunun üzerine Sonny ile arası gerilince, Vice şehrinde mala kimin çöktüğünü bulmaya çalışırken bir yandan da Sonny'e kaybettiği parayı denkleştirmeye çalışır. 

Bu başlangıçtan itibaren de Tommy'nin bu uğraşları silsilesi genel olarak oyunun gidişatını içeriyor.


Vice City oyununa kadar olan GTA oyunlarında senaryolar genel de tekdüzeydi. İlk defa komplike ve birbirine bağlı, beklenmedik işler içeren ciddi bir senaryoyla karşı karşıyayız. 

Hatta öyle ki, GTA serisinde üçleme olan bu oyunlar arasında Vice City ve San Andreas hayranları da ölümüne tartışırlar. Onlar tartışadursun ben oyunu size aktarmaya devam edeyim.

Oyun, GTA 3'e kıyasla aşırı şekilde gelişmiş durumda. En önemli gelen özellik ise BÜYÜK HARİTANIN AÇILABİLMESİ. Evet, GTA 3'ü incelerken en sinirlendiğim ve krizler geçirdiğim konu buydu. Ha Vice City'de bu işi kusursuz yapmıyor. 

Harita ne kadar açılsa da gitmek istediğimiz yeri işaretleyemememiz gibi bir eksik olsa da, haritanın büyük olarak hiç açılamamasından iyidir.

Mekaniksel olarak daha iyi bir performans gösteren bir oyun görsek de, tamamen bir değişiklik yok. 

Hala GTA 3'teki hantallıklar mevcut. Silah aldığımızda ortada otomatik beliren bir nişangahımız var. Eğer ateşlediğimiz silah tabanca veya Micro değilse de ateş ederken hareket etmemiz mümkün değil. 

Her ateş etmek istediğimizde önce silahı hedefleyip sonra ateş edip bırakması da çatışmanın hızını en çok baltalayan dinamiklerden biri. GTA serisi bu çatışma dinamiği olayını da San Andreas oyununda çözmüştü fakat o kısım artık o oyunun incelemesine kalsın.

Araba sürüş mekanikleri de yılına göre iyi diyebiliriz. 

GTA 3'te de bu konuda bir sıkıntı olmadığını belirtmiştim. Aşağı yukarı aynı sayılırlar. Her türden araba bulunması da oyuna çeşitlilik katıyor. E serinin adı büyük otomobil hırsızlığıyken arabaları es geçmek olmaz ki canım! Araç mekaniklerinde beni tek sinir eden nokta ise motorlar oldu. 

Motorlardan düşme direncimiz aşırı düşük. Gereğinden fazla bir düşüklük var. Daha motorla hızlanmadan giderken bir yere çarptığımda uzaya çıkar gibi fırlayarak yere çakılması gerçekten hoş değil. 

Bir de kaza anında canımızın gittiği yetmiyor gibi yere düşünce de ayrı canımız gidiyor, o da bir başka sıkıcı konu...


Oyunun atmosferi ise tartışılmaz, yaşanır. 

Gerçek hayatta Miami'den esinlenilen Vice City, birçok oyuncunun gözde şehri. GTA 3'teki Liberty City'nin karanlık ve kasvetli havasına ısınamayan oyuncular için mükemmel bir şehir (Genele hitap ederek konuşuyorum, bence Liberty City de güzel...) . 

Şehrin renkli ve birçok alanı olması, her kesimden insanı görebilmemiz ve NPC'lerin de kendi içlerinde etkileşimde bulunmaları da cabası. Hatta birkaç kere tehlikesiz bir görev içerisindeyken suç işleyen bir NPC'yi kovalarken yola atlayan polisleri ezdiğim de olmuştu. 

Polisten kaçmak için araba boyatmaya giderken az direksiyon da sallamadık yani!

Oyunun incelemesine aşırı katkısı olmasa da bir başka gözüme çarpan detayı da paylaşmak istiyorum. 

Vice City'de, GTA 3'te gördüğümüz bir karakteri tekrardan görüyoruz. Donald Love. Kendisi GTA 3'te müteahhitti. Burada ise Avery isimli müteahhitin stajyeri olarak karşımıza çıkıyor. 

Avery tanıdık gelmediyse hani şu meşhur herkesin geçerken zorlandığı helikopterle bina patlatma görevini veren ağabeyimiz. (Bu görevi nasıl geçemediğinizi bir anlayabilsem hayatın sırrını çözmüş gibi hissedeceğim kendimi.) 

Tabii bu konuya detaylı olarak başka bir yazıda yer vermek istiyorum. Beklemede kalın!

 Vice City eski bir oyun. Bu yüzden de günümüz oyunlarına kıyasla bazı görevleri gerçekten çok zor ve acımasız. 

Yine de denize düşen yılana sarılır misali, GTA 3'e kıyasla başıma öpüp koyabilirim. GTA 3'te gerçekten bir denge yoktu. Oyunlarda hile kullanmayı sevmesem de GTA 3'te hile kullanmama istikrarımı koruyamamışken, Vice City'de bunu gayet iyi yaptım. (Bir iki yerde polisten kaçma hilesi yazdım o sayılmaz bence ya...)

Zor görevlere örnek vermek gerekirse asker konvoyundan tank çalmak, polis kaynayan bir AVM'de bomba patlatmak, şantaj için bir milletvekilinin fotoğraflarını çektikten sonra beş yıldızlı polisten kaçmak gibi gibi çeşitlendirebiliriz. 

Kaçmanın asıl zor yanı ise polislerin gideceğimiz yollara diken atarak tekerlerimizi patlatmaya çalışmaları. Gerçekten şunu yapmasalar birçok görevi tekte geçebilirdim ama yok arkadaş. San Andreas'teki o illet özellik meğer buradan geliyormuş!

Para dengesi konusunda da gelişmeler var. 

GTA 3'ün aksine gayrimenkul satın alma ve birkaç yerde paramızı ezme şansımız var. Birkaç yerden kastım birkaç değişik kıyafet ve striptiz club. Son dediğimde para ezebildiğimi nerden bildiğimi sorabilirsiniz çünkü oyunun gidişatı için gerekiyor. (Evet, striptiz club'a gidip para ezmeniz gerekiyor...)

Satın aldığımız gayrimenkullerde sadece ev değil iş yapan yerler de satın alabiliyoruz. Bu yerlerden gelir elde edebilmek için onlara has görevleri bitirmemiz gerekiyor. Bunlar ne kadar yan görev gibi dursa da aslında oyunun sonunu etkiliyorlar. 

Vice City'i ciddili oynayan her oyuncu aynı sorunu yaşamıştır. "Eee, yaptım tüm görevleri ama oyun daha bitmedi, diğerleri nerde?"

Gayrimenkullerde kardeşim. Paşa paşa paranı biriktir gayrimenkulleri al. Görevleri bitirince yenileri geliyor. Sona öyle ulaşıyorsun. 

Senelerdir bu oyunu oynayıp oynayıp bitiremememin tek sebebi de buymuş ya la...

Film stüdyosu görevlerinde bazı uygunsuz işler dönse de, en fantastik görevlerde orda diyebilirim. Gayrimenkul görevlerinin oynanması şart. Bazıları tekdüze şeyler isteseler de, genel de fantastik görevler görüyorsunuz. 

Vice City'nin atmosferine uygun, çeşitli ve renkli. Grafik takıntısı olmayan ve GTA seven her oyuncunun Vice City bitirmesi şart. Gerçi grafik takıntılıların da bitirmesi şart. Ne de olsa remastered geliyor ama di'mi canım? 

Tabii 70 Euro haberi doğruysa pamuk eller cebe! (Acının tatlı tebessümü :') )

Ne yazık ki fiyat değerlendirmesi yapamıyoruz.

Yavaştan incelemeyi sonlandıracak olursak, ne yazık ki fiyat değerlendirmesi yapamıyoruz. Malum Rockstar üçleme olan oyunların orijinal hallerini tüm dijital platformlardan kaldırdı. Yerlerine remastered hallerini koyacaklar. 

Kaldırılmadan önceki son fiyatı 18TL olan oyun fiyatının hakkını sonuna kadar veriyor. Yıllardır güzide ülkemizde GTA Türk diye oynadığımız hileli Vice City sene 2021'de olsa baştan sona oynanarak bitirilmeyi hak ediyor. 


Peki sizin favoriniz hangisi? San Andreas mi Vice City mi? Tarafını seç, nedenini yaz! Şaka şaka. Rockstar oyunlarını üzerimize fırlatsın da hangisini sevdiğimiz inanın hiç fark etmez. Bana soracak olursanız benim favorim Manhunt kardeşim bana hiç bakmayın. O seriye de umarım başka bir yazıda yer veririz. 

Konuyu çok dağıtmadan incelemeyi burada bitirelim. Kendinize çok cici bakın. Ben kaçtım.

Hiç yorum yok