Header Ads

Geçmişten Günümüze Mario: New Super Mario Bros (2006)


 
Geçmiş bitti, günümüz başladı. Super Mario Bros, yeni versiyonu yapılacak kadar eskimiş, yenilerinin çıkışı yapılmıştı. New Super Mario Bros oyunları 7. ve 8. neslin her konsoluna birer tane olacak şekilde çıkmış bir seri. 4 konsol 4 oyun yani. 

Nintendo Dual Screen, daha çok kısaltma adıyla yani DS olarak bilinir, 7. neslin de açılışını yapan konsol. Ayrıca Nintendo için “Fazla gelenekçi, eski kafalı yeeeaaa.” diyen insanlara arka arkaya patlatılmış inovatif hareketler bütününün en göze çarpan hamlelerinden birisi olmuştu. 



Nintendo 6. nesilde acı bir gerçekle yüzleşmişti. Rakipleriyle tasarım olarak aşağı yukarı aynı ürünü ve daha güçlüsünü bile üretse hiçbir zaman onların eriştiği noktaya erişemeyecekti. Gamecube, PlayStation 2’den 1,5 kat daha güçlüydü ve çok daha ucuzdu. Bu şartlara rağmen PlayStation 2 tarihin en çok satan oyun konsolu oldu, Nintendo ise “Allahtan Gameboy Advance vardı, yoksa Sega gibi batıyorduk yahu.” diyerek kendisini teselli etti.


Bu denklemde Nintendo, Gameboyların başarısına bakınca bir şey fark etti. Fark ettikleri şey şu ki Nintendo yenilik yaptığında, rakipleri onu takip edemeyecek kadar belli kalıplara bağlanmış ve korkaklaşmıştı. Bakalım bu işin sonu nereye varacak derken DS bu fikrin ilk ürünü olarak çıktı. Tarihin en çok satan ikinci konsolu oldu ve evladı 3DS de Sony’nin cılız PSP macerasını sonsuza dek toprağa gömdü. Bu yenilikçi fikir meselesine bakarsınız ki sırasıyla Wii, 3DS, WiiU ve son olarak Switch’te çok rahat gözlenebilir. Hiçbir konsol diğer rakiplerinde olduğu gibi değil, hepsinin anlatmaya değecek bir ton özelliği vardı.




Ben bu oyunu New 3DS XL konsolumda oynadım ve oyun sanki Super Mario Sunshine’ın devamıymış gibi bizi Bowser Jr ile kapıştırıyor. Bu yazı serisini takip eden dostlarım bilir ki Sunshine biterken Bowser Jr, Mario ile bir daha kavga etmek istediğini söyler. Bu kez Bowser son boss dövüşü dışında neredeyse hiç karşımıza çıkmaz, çoğunlukla prensesi kaçırıp annesi yapmak isteyen Junior versiyonu ile kapışırız.

Oyundaki bütün mini bosslar Bowser Jr, çocuğu döve döve bir hal oluyor gerçekten. Her dövdüğünüzde bir sonraki kaleye gidiyor ve yine sizden dayak yemeyi bekliyor. Bazen kendisine Dry Bowser eşlik ediyor, yani Bowser’ın etsiz çıplak iskeleti. Oyunun en sonunda ise Bowser Jr, büyü yardımıyla babasının kemiklerinden babasını diriltiyor, en son dövüş ikisine karşı oluyor.


Oyunun son sahnesinde ise Junior, pestili çıkmış babasının kuyruğundan çekerek evlerine götürmeye çalışıyor. Üzücü olan ise istenilen prenses evlerine gelip mutlu aile tablosunun eksik parçasını tamamlamamıştır, yine.
 
Oyun boyu 8 dünya vardır ama oyunun bitmesi için 6 tanesini oynamanız yeterli. Her Super Mario oyununda olduğu gibi, Mario koşar, zıplar, yüzer, süzülür ve farklı farklı dünyalardan geçip prensesi kurtarmaya çalışır.

 

New Super Mario Bros’ta güçlendirmeler inanılmaz kısıtlıdır. Aşağı yukarı sadece fire flower var diyebilirim. Sanırım sadece birinci bölümde denk geldiğim yiyeni dev yapan mantar, bulmayı hiç istemediğim cüce yapan mantar, bazı bölümlerin üstünde gezinerek ekstra item veren kırmızı soru işareti kutusundan çıkan kaplumbağa kabuğu ve her zaman olduğu gibi alınca hızlıca yardırmaya yarayan yıldız.



Kaplumbağa kabuğu diyince aklınıza bumerang atabiliyoruz gibi bir fikir gelmesin, bu oyunda o yok. Niye öyle ben de bilmiyorum. Bu kadar az güçlendirme ile ilk Super Mario Bros oyununa bayağı yakın olmuş desem yalan olmaz. 

Ben oyuna pek bayılmadım açıkçası, çünkü yeni bir tarafı yok, sadece grafik iyileştirmesi var ki DS görselliğine karşı, 16 bitlik SNES görselliğini tercih ederim. Oyun gerçekten sıfır yenilik ile çıkmış desem yalan olmaz, hiçbir fark yaratmadığı için de daha erişilebilir eski Mario oyunlarını oynadıktan sonra Mario açlığınız dinmezse bu oyunu oynayın derim.

Bu yeni bir kitabın önsözü gibiydi, gelecekte eserler daha yoğun etkileyici mi olacak göreceğiz, nasıl olsa hep buradayız. Nintendo oyunları hakkında konuşmak isteyen dostlarımı yorumlara beklerim, şimdilik hepiniz hoşça kalın ve görüşmek üzere. 

Hiç yorum yok