Header Ads

Ezio Auditore da Firenze: İntikamın Gölgesinde


Ezio, giydiği geleneksel kıyafeti halen anlamlandıramamıştı. Tek istediği babası ve kardeşlerini kurtarmaktı. Gizli olması gerekiyordu. Peşinde bir dünya asker ve babasını kurtarmak için tek bir şansı vardı. Ezio Auditore de Firenze ne yapması gerektiğini biliyordu, babasının arkadaşı olan Uberto Alberti'ye mektubu ulaştırmak! Gizli ve emin adımlarla ilerledi.  Alberti'nin evine ulaştığında hızlı bir şekilde işlemeli kapıyı çalmaya başladı. 

Uberto hemen kapıyı açtı ve gördükleri karşısında şaşkınlığı uğradı. Ezio, "Babam, babam, kardeşlerim, hepsi hapishanedeler. Babam bu mektubu size vermemi istedi. Lütfen yardım edin! Yalvarırım yardım edin!" diye hızlı hızlı konuştu Ezio. Uberto mektubu açtığında arkasında şişko pelerinli bir insan silüetini gördü. Ama Ezio onu tam olarak yüzünü göremedi. 

Uberto, "Bu belgelere göre baban ve kardeşlerin haksız yere tutuluyor. Yarın öğle vaktinde baban ile kardeşlerine kavuşacaksın." dedi.  İçi rahatlamıştı, sanki bir kelebek gibiydi ama halen arandığının da farkındaydı! Öğlen vaktine kadar saklanmalıydı ve daha henüz akşam vakti olmuştu. Gizlenerek geçirdiği saatler sonunda saat öğleni gösteriyordu. Askerler hala onu arıyordu. 

Floransa meydanına kalabalığın arasına karışarak girdi, idam sehpasında 5 adam vardı. 3'ünün boynundaki yağlı urganlar parıldıyordu. İçini bir korku kaplamıştı. Ama... Ama Alberti kurtulacağını söylemişti. Yakınlaştıkça kardeşlerini ve babasını seçebiliyordu. Yanlarında Uberto Alberti, tanımadığı kapüşonlu bir adam ve cellat vardı. Bir ses yükseldi! 


GIOVANNI AUDITORE! SEN VE SUÇ ORTAKLARIN VATAN HAİNLİĞİNDEN SUÇLU BULUNDUNUZ!! 

Duyduğu ses üzerine neye uğradığını şaşıran Ezio, hızlıca kalabalığın içerisinden çıkmaya ve ailesine ulaşmaya çalışıyordu. Bu arada Uberto, infaz emrini vermişti bile. Ailesi idam sehpasında boğuluyordu. 

Babasının yakın arkadaşı ona ihanet etmişti. Küçük kardeşi Petruccio, Federico ve babası gözlerinin önünde can çekişiyordu. Öfkesi göz yaşlarını ortaya çıkarmıştı. 

"AÇILIN AÇILIN! PADREEE, PADREE! FEDERICOO, PETRUCCIOOO!". Sonunda kalabalıktan sıyrıldığında gördüğü sahne onu şoka uğratmıştı. Ailesi ölmüştü.

 İçini bir hırs kaplamıştı. İNTİKAM! Uberto, Ezio'yu görür görmez "İşte orada! Çocuğu yakalayın! Onlardan biri!" diye bağırmaya başladı. Askerler Ezio'nun kollarından tutmuştu. Ezio karşı koyuyor ve intikam yeminleri ediyordu! 

YEMİN EDERİM SENİ ÖLDÜRECEĞİM, GEBERECEKSİN PİS HAİN!

O henüz ne olduğunu anlayamadan bir anda meydana bir hırsız çıkageldi. "Kaçmalısın evlat!" Ortalık toz duman olmuştu. Ezio, askerlerin elinden kurtuldu! Hemen kaçmaya başladı. Hızlıca annesiyle kız kardeşinin yanına gitmeliydi. İçi intikam ve öfkeyle doluydu. Göz yaşları koşarken etrafa saçılıyordu! İntikamını almalıydı. Bunun için gerekirse ölmeye hazırdı. 

Annesini ve kız kardeşini güvenli bir yere götüren sadık hizmetçisiyle buluştu. Onu mekana götüren Annetta, kardeşi Paola'nın kurtizanların başında olduğunu söyledi Hemen Paola'nın evine doğru ilerlediler..

Ezio evin içine girdiği vakit kırmızı ve şık giyimli, inci dizili bir kolye takan orta yaşlarda bir kadınla karşılaştı. Hemen annesini ve kardeşini sordu Ezio. Paola "Onlar iyiler, peki sen iyi misin?" diye sordu.  "Uberto Alberti'yi öldüreceğim" dedi Ezio öfkeli bir şekilde. Paola, "Sen katil değilsin Ezio ve Alberti güçlü bir adam." dedi sakince. Ezio bu sözlere kızmıştı! "BANA NUTUK ÇEKME!, onu öldüreceğim, intikamımı alacağım!" diye çıkıştı. 

Paola "Ben sana öldürmeyi değil ,hayatta kalmayı göstereceğim." dedi. "Gizlenmek çok marifetli ve önemlidir." diye başladı. "Kalabalığın arasında kaybolmayı denemek ister misin?" diye sordu. 

Beraber dışarı çıktılar, insanların arasına karıştılar ve onları hiçbir asker veya muhafız görmedi. Gerçekten gizleniyorlardı. 

Askerlerin gözlerinin önünden geçiyorlardı ama hiçbiri onları fark edemiyordu. Gizlice etrafta dolaştıktan sonra eve geri döndüler. Paola, "Ben sana gizlenmeyi öğrettim ama bu Alberti'yi öldürmene yetmez, sana silah gerekiyor." dedi. Ezio, babasının eşyalarının arasından çıkan kadim suikastçı simgeleriyle bezenmiş, içerisinde gizli bir bıçak olan bilekliği gösterdi. Bu suikatçıların en önemli simgelerindendi. Kurbanlarını öldürme araçları olan gizli bir bıçaktı. 

Ama ne yazık ki mekanizma kırılmıştı, çalışmıyordu. Aralarında ise eski bir parşömen vardı. Paola "İşte bu! Hemen Leonardo Da Vinci'ye gitmelisin, o sana yardımcı olacaktır." diye heyecanlı heyecanlı bir şekilde gözlerinin içine baktı. 



Ezio, "O sadece bir ressam bunu nasıl tamir edebilir ki?" diye yakındı. Paola "Onu sakın hafife alma. O bir ressamdan daha fazlası. Hemen git, gizlen. Sonra intikamını al ve buraya annen ve kız kardeşinin yanına geri dön." diye tembihledi. 

Kodeks sayfasıyla birlikte Leonardo'nun yanına ulaştı. Leonardo onu sağ salim görünce çok sevindi. Ezio'yu hemen evin içine alıp durumlar için ne kadar üzüldüğünü söyledi. 

Ezio, "Bana yardım etmelisin ailemin intikamını almam için bu bıçağı tamir etmelisin!" diye yalvarırcasına yardım istedi. Eline parşömeni alan Leonardo "Bu şifreli bir kodeks. Kim yapmış acaba? Bakalım ne olacak! Şimdiden çok merak ediyorum ama uzun sürecek Ezio, uzun sürecek!" diye yakındı. 

Aradan saatler geçti. Leonardo sonunda tamir etmeyi başarmıştı. "Sonunda başardım. Parşömeni çözünce tam olarak ne yapmam gerektiğini kendiliğinden söyledi. Hızlıca tamir ettim. 

"Şimdi tek bir şey kaldı, yüzük parmağını kesmek. 

Bıçak ona olan sadakatini kanıtlamanı istiyor Ezio!" dedi üzgünce.  Ezio korkarak yüzük parmağını uzattı. Leonardo eline bir satır aldı. Havaya kaldırdı ve hızlıca masaya indirdi. 

Ezio'nun içi gitmişti. Leonardo satırı masaya vurdu ve kahkaha atmaya başladı. "Eskiden fedakarlık istiyordu ama ben yeniden düzenlendim. Artık yüzük parmağını kesmeye gerek kalmadı." dedi ve gülmeye devam etti. Leonardo ona gizli bıçağın nasıl kullanıldığını gösterdi. Artık intikamı için hazırdı. Alberti'yi öldürecekti. Babasından kalan gizli bıçakla ölecekti o hain. Hemen yola koyuldu her yerde o haini aradı. 

Sonunda Alberti'nin bir sergiye katılacağını öğrenmişti. Ama sergi sıkı korunuyordu. Kurtizanların lideri Paola'nın kızları ona yardım edecekti. Alandaki muhafızlarla kurtizanlar ilgilenirken. İçeriye girmeyi başardı. Artık intikamına çok yakındı, akacak kanın kokusunu hissedebiliyordu. Ailesinden gelen yeteneği olan kartal görüşüyle birlikte artık sadece onu görüyordu. Diğer tüm insanlar sadece birer buluttu! 

Kanı hızlanmıştı, artık intikam vaktiydi! Yanına yaklaştı, kimse onu görmemişti. Bıçağı ile hainin şah damarına yaklaştı, gözleri kararmıştı. Bıçağı şah damarından içeriye doğru soktu! Alberti'nin vücuduna defalarca bıçak darbeleri indirdi. Zaman ve mekandan ayrılmıştı. 



Öfkesi onu Alberti ile baş başa bırakmıştı. Alberti, "Ailemi korumak için yaptım. Tanrım beni affet" diye yalvarıyordu. Ezio, "Köpekler gibi öleceksin seni hain!" dedi. Son darbeyi indirdikten sonra her şey normale dönmüştü. Neler olduğunu anlamıyordu. Kolunda Alberti'nin cesedi vardı. Yere attı ve bağırmaya başladı.

 "AUDITORE'LER İNTİKAMINI ALIR. DUYUN BENİ! BEN EZIO AUDITORE DE FIRENZE! İNTIKAMIMI ALDIM, ALBERTİ'Yİ ÖLDÜRDÜM!!!" 

İnsanlar korkudan kaçışıyordu. Ezio ise intikamını almanın keyfini yaşıyordu. Karanlığa karıştı. Annesi ve kız kardeşi onu bekliyordu.




Hiç yorum yok