Header Ads

Miss Fortune: UFF ACITTI SANKİ!


Denizin kokusunu alabiliyor musunuz? Peki topuk seslerini duyuyor musunuz? Şimdiden vahşetin tadını almış gibi. Lütfen yazıyı okurken kafalara dikkat edelim tatlı kahkahalar arasında kafamıza kurşun yağmuru yağabilir.

AĞZINI TOPLA YOKSA YENİDEN DOĞMAK İÇİN SAATLERCE BEKLERSİN.

Bilgewater'ın deniz suyu yüzünden tuz kokan labirent sokaklarında adını duyurabilmiş herkes gibi Sarah Fortune da elini bol bol kana bulamıştı.

Ünlü silah hanımı Abigale Fortune'un sevgili kızı Sarah, mutlu çocukluğunun büyük bir kısmı sahilin yakınlarında yer alan adacıktaki silah atölyesinde silah çarkı zımparalayarak, tetikleri ayarlayarak hatta özel yapım mermiler dökerek geçirmişti. Annesi bu işte o kadar ustaydı ki ünü efsaneye dönüşmüştü, hatta istek üzerine yaptığı tabancılar çoğu asil soylunun koleksiyonunda kendine yer bulmuştu. Ama bu güzel ve mükemmel silahları amaçları kötü olanlarda arzuluyordu.




Bunlardan biri Bilgewater'ın yeni ortaya çıkmış yağmacılarından olan ve ekibinin Gangplank olarak seslendiği bir korsandı. Kendinden çok emin olan gücüne çok fazla güvenen bu genç haydut, Sarah'ın annesinden benzerine rastlanmayan bir çift tabanca yapmasını istedi. Annesi gönüllü olmayan bir şekilde de olsa haydutla anlaştı ve tam bir yıl sonra haydut silahları almak için geri döndü. Siparişinin bedelini ödemeye niyeti olmayan Gangplank, yüzünü pis bir atkıyla gizlemişti, istediği şey silahları zorla almaktı.



Abigale attığı mermiyi iğne deliğinden vuracak kadar isabetli bir işçiliğe sahip bir çift zarif tabanca yapmıştı. Bu başyapıtın o pisliklere layık olmadığını söyledi. Gangplank'in gözünü kan bürümüş bir korsana dönüştüğünü görebiliyordu. Bu sözler üzerine Gangplank deliye dönmüştü, tabancaları kaptığı gibi silah ustasını kendi baş yapıtları ile öldürdü, sonra da namluyu Abigale'in kızı ve kocasına çevirdi. Ardından sırf sinirden atölyeyi yaktı ve her iki tabancayı da Fortune'ların mirasını Runeterra'dan tamamen silmek için yere fırlatarak parçaladı. 

Sarah acı içinde uyandı. Ağır yaralanmıştı fakat iki tabancanın kalan parçalarını göğsüne bastırdı ve yanan yıkıntıdan sürünerek çıktı. Zamanla vücudu iyileşti ama mental sağlığı ona resmen işkence ediyordu, gördüğü kabusların ve karabasanların ardı arkası kesilmiyordu.

Yine de tüm bunlara göğüs gerdi. İntikam için yanıp tutuşuyordu. Annesinin iki şaheserini tamir etti. Kendisini Bilgewater'ın yeni yağmacı kralı olarak ilan eden meşhur gemi kaptanlarına bile diz çöktüren maskeli katil için gerekli olan her şeyi öğrendi.

Bunlar önemli değildi, onu korkutmuyordu. Sarah biliyordu ki onunla bir kez daha karşılaştığı zaman onun için hazır olacaktı. 

Bir gün gemiye atlayıp Bilgewater'a gitti. İskelenin yamuk yumuk tahtalarına basıp ilk kurbanını öldürdü. Litrelerce bira içmiş, yerde çuvalmış gibi yatan adam başında ödül olan bir korsandı. Sarah ilk cesedini aranan suçlular panosuna kadar sürükledi ve bir sürü 'aranıyor' ilanı koparıp şehre indi.

Bir hafta içerisinde kopardığı tüm ilanları halletmişti ve Sarah tarafından aranacak kadar talihsiz olanlar artık ya ölü ya da kelepçeliydi. Şöhreti hanlara ve kumarhanelere çok hızlı yayılmıştı. 'Miss Fortune' olarak anılmaya  başlamıştı. Gangplank peşine düştüğünü asla anlamayacaktı, sokaktaki sayısız ödül avcısından biriydi sadece.


Sonraki yıllarda, Miss Fortune'un hikayeleri dünyanın dört bir yanında yayılmaya başlamıştı. Hepsi birbirinden acayip, ilginç hikayelerdi. İpek Hançerlerin elebaşını, kendi çaldıkları rom fıçısında boğdu. 

Gemisi Siren'i, eline koluna hakim olmayı zor ve acılı yoldan öğrenen bir kaptanın elinden almıştı. İnini Katliam Limanı'nda, yarı yarıya parçalanmış deniz canavarının içine kurmuş olan akıl hastası Karındeşen Doxy'i takip etti ve kaçarken sırtından vurdu.

Tüm bunlara rağmen, yanında sürekli acımasız Dişli Kancalar tayfası bulunduran Gangplank doğrudan yüzleşmek için fazla güçlüydü. Fakat Miss Fortune, Gangplank'i öldürmekle yetinemeyeceğini biliyordu. O gün annesinin atölyesinde hayatını kaybeden kız, ancak Gangplank'in kibrini ayaklarının altında ezdiğinde ve çaldığı her şey kül olduğunda rahat edecekti. 

Zamanla etrafına müttefiklerden oluşan küçük ama sadık bir grup topladı. Bu grubu, vakti geldiği zaman içindeki intikam ateşini küllendirmek için kullanacaktı.

Miss Fortune, Gangplank'e karşı harekete geçmek için her şeyi riske attı. Kurduğu planlar sayesinde Gangplank'in meşhur gemisi olan Ölü Havuzu, rıhtımın sığ sularında küle dönüştü ve zalim yağmacı kral tahtından indirilmişti. 


En güzel yanı Bilgewater'daki herkesin buna tanıklık etmesiydi. Her şey Sarah'ın hayal ettiği ve planladığı şekilde gerçeklemişti. Ve dakikalar içinde sona ermişti.

Gangplank'in ortadan kalkmasıyla, şehirdeki diğer kaptanlar şehri kontrol etmek için birbirlerine girdiler. Ufacık kanun kırıntıları bile yok oldu. Binlerce masum vatandaş, savaşan tayfalar arasında kaldı.

Miss Fortune istemeyerek de olsa gemisi Siren'in kaptanı olarak öne çıktı ve arkasına müttefiklerini de alarak, savaşan taraflara günümüzde bile geçerliliğini koruyan ateşkes anlaşmasını imzalattı. Fakat bu liman şehrinde kalıcı olan çok az şey var ve kaptanımız hala yoluna çıkan yağmacılara, çete liderlerine ve diğer her şeye kendi adaletini dağıtıyor.

Bilgewater için bu güzel kadın, savaşı yeni başlatıyor.

UFF ACITTI SANKİ!




Hiç yorum yok