Header Ads

İNCELEME: POTENTIA

 




Bütün dünyada COVID-19 sebebiyle tüm hayat durdu. E tabii bu durum oyun sektörünü de etkiledi. Geldiğimiz 2021 yılında hiç yüksek bütçeli ve popüler bir oyun duyurusunun yapılmaması da bu durumun cabası sanırım.

Ancak dünyanın aksine gözleri Türkiye'ye çevirdiğimizde işler tam tersi durumda. Yerli piyasamızda çeşitli türden oyunların yayınlandığını gözlemleyebiliyoruz. Bunların arasından en göze çarpanlardan bir tanesi de bariz Potentia'ydı. Fazla uzatmadan direkt incelemeye geçmek istiyorum çünkü oyunun eksileri ve artıları dışında biraz üzerine konuşulması gerektiğini düşünüyorum.



Oyuna girişimizde savaşın bittiğini ve insanların kutlama yaptığını görüyoruz. Yönettiğimiz ana karakterimiz Viktor ise eşi Anna ile buluşabilmek için metroya gidiyor. Yolculuk esnasında ise bir kıyamet kopuyor ve kaza yapan raylardan çıkan karakterimiz eşinin yanına gidiyor. Onu bulduğunda ise hikaye kronolojik olarak 3 sene sonrasına atlıyor ve bu 3 sene hakkında bir bilgi verilmiyor. Hikayemizin senaryo olarak girişi bu şekilde yapılıyor. 

Senaryo konusunda onu anlatmaktan çok, bazı konulardaki görüşlerimi dile getirmenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Öncelikle dürüst olarak söylemeliyim ki senaryo gerçekten basit, alışılagelmiş ve öngörülebilen bir senaryo. Ayrıca senaryonun anlatım şekli de gerçekten eksik. Bazı noktalarda, sinematiklerde daldığımı düşünüp oyunu kaçırdım zannediyordum ancak öyle olmadığını sonradan fark ettim. Bir oyunun senaryosunun aşırı etkileyici olmaması bir eksi değil, tabii ki de anlatımının kötü olması da eksi değil ancak başka değişkenler işin içine girince can sıkıcı bir hal alabiliyor. 



Kendi kıstaslarıma göre senaryo konusunda eleştirimi yaptığımda, Potentia bu kıstastan yetersiz bir not alıyor. Başka bir kıstas olan nokta ise oyunun mekanikleri. Türlü oyunların oyuncuyu bağladıkları türlü noktalar vardır. 

Örnek olarak DOOM incelememde de, DOOM'un bir senaryo kaygısı olmadığını ve mekanikleriyle kendine bağladığından bahsetmiştim (Hızlı FPS oyunlarının hala köpeğiyim.). Evet, Potentia bir FPS oyunu değil ancak TPS oyunlarında da mekaniklerin hatırı sayılır bir yeri var. Haliyle senaryo noktasından beni memnun edemeyen Potentia'ya mekanik açısından baktığımda senaryoya nazaran daha iyi kalsa da yine de piyasadaki kendi türdaşlarıyla baş edemeyecek kadar zayıf kalıyor.

Üstünkörü kalmaması için örneklendirelim. "Siper al - Ateş et" tarzı oyunlarda tabii ki de çok fazla bir mekanik zenginlik arayamayız çünkü oyunun yapısı gereği bu konuda kısır kalır. 

Ancak Potentia'da farklı bir yönden yenilik eklenmesini bırakın, mevcut olması gereken mekaniklerin de yüzde yüz çalıştığını söyleyemeyiz. Örnek olarak arkadan gizlice gidip düşman indirme animasyonu güzel işlenmiş ya da silahlı çatışmalarda silahın sekmesi, düşmanların hasar alınca animasyonlarla tepki vermesi, vuruş hissiyatı gibi konular, dört kişilik bir ekibe göre düşünüldüğünde iyi yapılmış fakat işimiz direkt olarak oyunu incelemek olduğu için objektif baktığımda ne yazık ki yapılan işin kalitesi yine de oyuncuyu tatmin edecek seviyede değil.



Bahsetmeden geçemeyeceğim bir diğer nokta da oyunun dublajları. Oyunun konuşma animasyonlarıyla dublajın senkronize olmaması, bir diyalogdan diğerine geçişte uzun süreler biraz absürt kaçıyor. Şahsi görüşüm olarak da dublajların iyi olduğunu düşünmüyorum. 

Oyunun topluluk menajerinin söylemlerine göre en yakın zamanda gelecek güncellemede dublajların başta olmak üzere birçok güncellemenin geleceği söyleniyor. Bunların dışında oyunun en iyi çıkardığı işlerden biri grafikler

Potentia, belki son dönemde çıkan, yanıbaşınızdaki koltuğunuz kadar gerçek, hatta ondan daha gerçekçi grafikler içeren oyunlardan biri değil. Ancak kendi içerisinde atmosferine uygun bir grafik kalitesi olduğunu düşündüğüm için de bu noktada beğenimi kazanıyor.

Genel olarak oyunlarda grafiğe önem vermeyen biri olsam bile, grafiklerin hoşluğunu es geçemem.

Oyundaki bir diğer eksik nokta ise yapay zeka. Düşmanların hareketlerinin tekdüzeliği ve çatışma esnasındaki NPC'lerin hareketleri inanılmaz derecede yapay kalıyor. Gizlice yaklaştığım NPC'lerin beni görmemesi için siper arkasına saklandığımda tamamen beni geçene kadar görmezken, ben geçtikten sonra çok hafiften siperden çıktığımda direkt olarak bana dönmesi bütün organikliği bozuyor. Bunun dışında yerimi tamamen fark ettiklerinde olduğum yere nişan alıp keklik gibi açık hedef beklemeleri de diğer bir eksi. Neyse ki bomba attığımda kaçmak gibi bir tepkileri var.  (G.Ş. Notu: Bu çok tatlı!)



Yazının en başında, bir oyunun senaryosunun çok değişik bir içeriği olmaması ya da anlatımının iyi olmaması birer eksi değildir demiştim ancak başka kıstaslardan da geçer not alamayınca bu sefer oyuncuda "Ben bunu niye oynuyorum?" hissi doğuyor. Böylece de oyuncunun merak duygusunu kamçılayacak, aldığı zevki devam ettirecek bir nokta bulamıyor. 

Yani Potentia'nın aslında en büyük eksiği, oynayan kişinin oynama motivasyonunu sürekli yüksek tutacak bir kıstası olmaması. Yine de böyle bir işin ülkemiz içinde denenmiş olması bana göre pozitif bir deneyim. Bu oyuna gelen yapıcı eleştiriler ile umarım daha iyilerine yol kat edebiliriz.

İncelememi yapıp son sözleri söylemeden önce de yazının en başında yazdığım başlığa da değinmezsem olmaz. Biliyorsunuz, oyunun karakterinin görünümü ve atmosferi The Last Of Us oyununu andırmakta. 

Bu yüzden de sosyal medyada kimi zaman sert kimi zaman yumuşak şekilde de olsa bu ithamlara maruz kalıyor. Bu durumda post-apokaliptik senaryo içeren her yapımın, o türde öncü çıkan bir işe itham edilmesi bana mantıksız geliyor. Başlık atarken de ironi yapmak amaçlı bu yöntemi kullandım. Eğer sürekli böyle gidecek olursak, o zaman bütün oyunlar saklambacın, körebenin çakmasıdır deriz ve bu olay koca bir saçmalığa dönüşür 😊



Kişisel görüşüm olarak, bu oyunun eksilerinin bu kadar fazla olmasını daha tamamen bitirilememiş olmasına bağlıyorum. Steam'de direkt olarak bitmiş bir oyun olarak çıkış yaptığına dair gösterilmesi bir şaşırtmadı değil tabii ki. 

Çünkü bu oyun yayınlanacaksa anca anca erken erişim etiketiyle yayınlanması gerektiğini düşünüyorum. O yüzden son düşüncelerimi yazarken bitmiş bir oyun olarak değil de erken erişimde olarak değerlendireceğim.

Potentia, büyük bütçe ayrılan dev şirketlerin yaptığı oyunların mantığını gerçekleştirmeye çalışan bir oyun. Bu mantıkta oyunları ülkece çok severiz çünkü gerçekten aksiyon, grafik ve hikayenin içine çekilme gibi etkenler hangi insanı etkilemez ki?

Kaçırdığımız nokta şu ki, ülkemizde yabancı pazarlarda olduğu gibi bu tür büyük bütçeli oyunlara yatırım yok. Bu yüzden de bu tür macera-aksiyon oyunlarının bazı standartları aşıp küresel boyutta beğeni kazanması imkansız değil ancak gerçekten zor. 

Potentia gibi yapımların, "Yapamıyorsanız yapmayın kardeşim!" gibi yaklaşımlar gösterilmesini de savunmuyorum. Bazı işlerin yapılmasının ne kadar zor olduğu, o işi yaparken ortaya çıkar. Oyuncular olarak umarız günün birinde, geçmişte gerçekten özene bezene oynadığımız o yüksek bütçeli, bizi kendi atmosferine çeken, kalbimizi gerim gerim geren oyunlardan bazılarına imza atacak kadar kendimizi gelişmiş buluruz. 



Umarım sizi tatmin edecek seviyede aydınlatmayı başarmışımdır sevgili LoLMecmua okurları. Son zamanlarda Türk oyun piyasasının hareketlenmesi ve çıkan oyunlarının ismini duyurması güzel olsa da saman alevi gibi bir kere duyulup gitmeleri bizleri üzüyor. 

Yerli geliştiricilerin çıkardıkları işleri daha iyiye güncellemeleriyle, yeni çıkaracak projelerine de hatalarını tekrarlamayacak şekilde üzerine koyarak devam etmelerini en içten dileklerimizle diliyoruz.


(G.Ş. Notu: İyi niyetli güzel bir proje ve bir prematüre bebek kadar masum. Gelişimini sürdürdükçe gereken yerlere gelecektir.)










Hiç yorum yok