Header Ads

Röportaj: LoL e-Spor Sunucusu ve Yayıncı Caner "Jhonnie" Güngörür

 


O bir efsane! O at adamın isim babası, sunucu, yayıncı ve biricik kod verenimiz. İşte karşınızda Caner "Jhonnie" Güngörür! Anlattığı maçlarla yıllardır bizleri coşturan, anlatırken bildiren kişi. LoL eko-sisteminin vazgeçilmezi! LoL Mecmua ailesi olarak "Caner "Jhonnie" Güngörür ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.


LoL Mecmua: En çok sevdiğimiz soru ile başlayalım o zaman. Bize kendinizden bahseder misiniz? Jhonnie aslında kimdir?


Jhonnie: 

Burada Cemil Caner Güngörür’den değil de Jhonnie’den bahsetmek istiyorum. 

Jhonnie, 2012 yılında Riot Games Türkiye ofisi kurulduğunda oraya başvurmuş ve oyuncu destek ekibinde çalışmaya başlamış bir karakter aslında. Oyuncu destek ekibinde çalışırken aslında Jhonnie’nin yapmak istediği bir şey vardı o da maçları sunmaktı. Çünkü Jhonnie zaten Riot Games ekibine girmişti. League of Legends’ı çok seven, oynayan, izleyen ve arkadaşlarıyla sürekli bunun muhabbetini yapan, onlarla beraber bir Skype kanalına geçip orada maçı arkadaşlarına anlatan bir karakter işte.

Sonradan böyle bir şansı olmasını istedi. Ekip de bana bu şansı verdi. Jhonnie'nin bir yandan oyuncu destek, diğer taraftan ise sunucu olarak kariyeri başladı. Sonrasında Riot Games Türkiye ofisinde farklı görevlerde yer aldım. E-spor tarafına geçtim. Sonrasında topluluk tarafında yer aldım. Oyuncu destek ekibinden sonra ama devam eden şey hep sunuculuktu. 

Sonra bir dönem sunuculuğa ara verdim. Nihayetinde yaklaşık iki buçuk sene önce Riot Games Türkiye ofisindeki topluluk yöneticisi görevinden ayrıldıktan sonra yeniden sunuculuğa döndüm. Şu anda da sunucu olarak devam ediyorum.


LoL Mecmua: Sunuculuk yapmadığın zamanlarda neler yapıyorsun? Yayınlar olsun kamera karşısında olmadığın zamanlar olsun.

Jhonnie: Şöyle bir şey vardır. Bunu insanlar biliyor. Bir gamer vardır, bir  oyuncu vardır, bir de nerd vardır. Fantezi edebiyatından tut, oyunlara ama sadece MOBA değil, farklı türden oyunlara, kart oyunu olsun, dövüş oyunu olsun, işte bunlarla uğraşan, bunları araştıran, buna bağlantılı olarak işte film, dizi, kitap okumak ve müzik dinlemek gibi hobilerim var. Çok sert bir metal müzik fanıyım. ( ❤️) 

Bana metalhead diyebilirsiniz. Bu noktada onun haricinde bir kedim var. Kedimle vakit geçiriyorum. Günlerim bu şekilde geçiyor. İşle beraber hobilerim arasında devam eden bir süreçteyiz zaten bu dönemde başka bir şey yapmak çok mümkün olmuyor ama hayatımdan memnunum diyebilirim.


LoL Mecmua: İlk kez bir League of Legends maçı anlattığınızda neler hissettiniz?

Jhonnie: 2012 yılıydı. O dönemde ilk topluluk turnuvaları haricinde uzun süre hazırlığı yapılan bir ulusal League of Legends turnuvası vardı. Orada ilk defa canlı seyirci karşısında anlattım ilk maçımı. Tabii çok heyecanlıydım. Elim ayağım titriyordu ama bir taraftan da hayaller gerçekle buluştuğu bir an bu. Kendimi gerçekleştiriyordum. 

Tatlı bir topluluk vardı karşımızda. Çok samimi bir ortamdı. Ben sunarken maçı o kadar çok heyecanlanıp o kadar çok gaza gelip bağırmışım ki her maçtan sonra sesim düzelsin diye pastil içmek zorunda kalmıştım. Hatta bana "Bak iyi değilsen başka arkadaş gelsin, anlatsın." diyorlardı. Ben kabul etmedim tabii ki. Çünkü ben o sahneyi çok seviyorum, işimi gerçekten severek yapıyorum ve gerçekten çok güzel bir turnuvaydı o ilk turnuva. Zaten HWA kazanmıştı o turnuvayı, çok keyifliydi benim için. İzleyenler de keyif almıştır. 

Hatta bunu böyle izleyip, orada olup ya da Youtube’da bazı maçların görüntülerini izleyen, onlara bakıp benimle onunla ilgili muhabbet etmeye gelen insanlar var. Hatta hiç unutmam, bir final maçında HWA ile TT oynuyor. Son maçta meşhur Wtcn var. Tabii o dönemde WrisTCutter adıyla oynuyordu. Ferit, Bliztcrank orta koridor oynamıştı. Cesarete bakar mısın? Çok fantastik bir başlangıç yapmıştık. O tercihle beraber kazanmışlardı maçı ve şampiyon olmuşlardı. 

Muazzam bir ortamdı. Muazzam güzeldi. Müthiş bir başlangıç olmuştu. 


LoL Mecmua: O zaman gelsin sorumuz metal müzik dinliyorum dediniz Slipknot mı? Yoksa Rammstein mı?  

Jhonnie: Bu soru gerçekten zor. Ama düşününce Slipknot demek istiyorum. Fakat Rammstein'ı da çok severim. Bu arada Lindemann hayranıyım. Onların sahne şovlarını Sonisphere’de izleme fırsatı buldum. Ağzım açık, hatta hayranlıkla izlemiştim ama Slipknot’ın yeri bende çok ayrı. Slipknot’ın vokalini de çok severim. Slipknot’ın böyle farklı bir tarzı, havası var, ona da bayılırım. 

Bazı elemanlarının sırf davulun üzerinde zıpladığı gerçeğini düşünecek olursak çok farklı bir grup onlar ama çok burun buruna, benim gözümde iki grup birden. 



LoL Mecmua: League of Legends Türkiye E-sporunda seni en çok etkileyen Türk oyuncu Kimdi?

Jhonnie: Bu sorunun cevabı benim için çok zor. Hani şey vardır ya “Evlatlar ayırt edilmez.” Gerçekten burada böyle ilk doğuşuna tanıklık ettiğimiz, büyümesine tanıklık ettiğimiz oyuncular var. 

E-spor sahnesinde benim aklıma iki kişi geliyor. Gerçekten bunların arasında seçim yapmak istemiyorum çünkü ikisini de çok severim. Ayrı ayrı karakter olarak, oyuncu olarak kazandıkları başarıları düşünecek olursak; birisi Naru, diğeri ise Thaldrin. 

İkisini de gerçekten çok seviyorum. İnsan olarak da çok seviyorum ve oyunculuklarını da çok takdir ederim çünkü ikisi de Türk e-Spor tarihine damga vurmuş oyuncular.

Topluluk da onları çok seviyor. Hala yayıncı olarak, belki ileride farklı işler olarak devam edeceklerdir bu eko-sistemin içerisinde kalmaya ama ikisinin de emeği çok büyüktür. Çok büyük başarılar kazandılar. Benim için çok önemli olan bir isim de Fabfabulous kendisi e-Spor eko-sisteminde bir çok başarıya imza attı.

Çok insanı coşturdular gerçekten. Onların yaptıkları unutulmaz. 

LoL Mecmua: Türkiye’de e-Sporun gelişimini nasıl gözlemliyorsunuz?

Jhonnie: Düşününce aslında sürekli yukarı doğru bir ivme olduğunu düşünüyorum. Bunun en basit örneğini, en basit kanıtını rakamlarda görebiliriz.

Rakamların sürekli arttığına şahitlik edebiliriz. Şöyle bir dönemdeyiz aslında, normalde endişelenecek bir konu biliyorsun, bir yaprak dökümü var. 

Eski efsaneler yavaş yavaş yerlerini gençliğe bırakmaya başladı. Popüler oyuncuların gidişi aslında sahneyi, işte efendime söyleyeyim birazcık şey olur mu? Sahneyi zayıflatır mı? 

Tam tersine bence yeni gelen gençlerle birlikte izleyici de artmaya devam ediyor. Çok güzel bir ortam var. Zaten markalar da bunun farkında. Çoğu marka bir yerden e-Spor'a girip o genç insanlara ulaşmak istiyor, buluşmak istiyor. Bu markalar içinde çok güzel fırsat bence. 

Nasıl desem, hedef kitlenizin çok belli olduğu, mesajınızı nasıl konumlandıracağınızın çok net olduğu ve beklentilerinizi ona göre konumlandırabileceğinizin çok net olduğu bir eko-sistemden bahsediyoruz. 

O yüzden ben e-Spor’un büyüyüşüne devam edeceğini düşünüyorum. Gelecekte ve şu andaki durumunu gayet iyi görüyorum diyebilirim. Hem Türkiye’de hem de dünyada. Hatta takip ediyorsanız Çin’i falan orada e-Spor stadyumları kurulmaya başladı. Her takımın kendi stadyumu vs. gibi durumlar söz konusu yani. Avrupa’da ki yatırımları görüyoruz. Diğer bölgelerdeki durumları görüyoruz. 

E-spor gittikçe büyüyecek. Duracağını düşünmüyorum. 

LoL Mecmua: Teemo sizce nasıl ölmeli? Teemo’nuzu az pişmiş mi istersiniz yoksa çok pişmiş mi? 


Jhonnie: Cihan burada üzülecek ama (Görsel Yönetmenimiz) ben Teemo sevenlerdenim. (Görsel Yönetmen Ağıtı: NoooooooooooooooooTeemo’nun ölmesine karşıyım. Teemo bence karşısındakini biçmeli. Hatta geçenlerde oynadım, orta koridorda oynadım bir de. Biraz trolldü ama çok keyif aldım. O yüzden Cihan bu cevabı çok sevmeyecek, ama Teemo ölmemeli. (Ölmeli. 😭)

 Zaten dünya ikiye ayrılıyor; Teemo sevenler ve Teemo’dan nefret edenler, bir ortası yok bunun. Ben ilk 100’de değilim. (G. Yayın Yönetmeni Notu: Yasuo ölmeli bence ama ☹) 

Hatta şöyle bir anımı anlatmak istiyorum. İlk defa Los Angeles’a gittiğimde, iş için orada ki boş vaktimde LCS maçı izleme fırsatı buldum. TSM-Cloud9 maçı vardı. Ve o maçta orta koridorda Hai orta koridora Teemo almıştı Gragas’ın karşısında ve ben dünyanın en mutlu insanlarından birisi olmuştum. Yerinde canlı canlı o Teemo’nun oynanışını izlemiştim.

 Vee Teemo kazanmıştı. (Tekrar G. Yayın Yönetmeni Notu: Bir türlü öldüremedi şu ADAM Teemo’yu yazık ya!



LoL Mecmua: E-Spor sevenlere neler söylemek istersin?


Jhonnie: Her şeyden önce amacınızı belirleyin. Yani e-Sporcu olmak isteyen çok arkadaşımız var. 

İşte bize soruyorlar nasıl e-Sporcu olurum? Ne yapmam gerek? Şu derecedeyim yeterli mi? Vesaire gibi. Eğer e-Sporcu olacaksanız bunun belli gereksinimleri var. Onları karşılayabilecek misiniz? Bunun için de en iyi adres yine e-Sporculara sormak. 

Yayın açıyorlar, onlarla görüşebilirsiniz. Bazen ulaşmak çok zor oluyor. Özellikle büyük yayıncılara falan ama akademi ligindeki oyuncular var. Onların yayınlarına katılıp sorabilirler çünkü onlarda bu işin içindeler sonuçta. Bu meslekte e-Sporcu olmanın gereksinimlerini en iyi onlar biliyorlar. İzleyiciyseniz fanatik olmayın, holigan olmayın.

 E-Spor ilk günden beri bir dostluk, güzel bir kültürün üstüne kurduk. Hep böyle güzel pozisyonları takım fark etmeden, herkesin alkışladığı bir noktaya gelmesi için çok uğraştık ve geldiğini de düşünüyorum çünkü, evet belli maçlarda taraftarlar her ne kadar takımı kazanmasa da güzel pozisyonları görüp işte onlardan keyif alarak izleyebiliyor. "Ne oynadı be!" diyebiliyorlar. Bu çok güzel bir şey. Diğer spor dallarında kolay kolay rastlayamayacağınız bir durum. Rakip oyuncuyu alkışlamak, rakip oyuncu güzel bir oyun yaptığında o desteği verebilmek, alkışı verebilmek, o hayranlığı belirtebilmek  sporun içerisinde pek olmayan bir şeydir ama e-sporun içerisinde bu kültürün olması beni çok mutlu ediyor. 

Bunu kaybetmeyelim. Bunu taşımaya devam edelim. Buna ihtiyacımız var çünkü e-Spor hepimizin sporu aslında. Yaştan bağımsız, takımdan bağımsız herkesin yapabildiği bir şey.

 Önemli olan buradan keyif alabilmek. Keyfimizi bozmadan bence devam edelim. 




Hiç yorum yok