Header Ads

Oyun Dünyasını Kurtaran Oyun: Sonic Neden Karşısında Duramadı?

 


 Sene 1985, muhtemelen küresel ısınma olmadığından soğuk geçen bir ekim ayıydı. Atari 2600’e çıkan E.T. oyununun bardağı taşıran son damla olmasıyla büyük video oyunu krizinin başlamasının üstünden neredeyse 3 sene geçmişti. Kimse oyun konsollarıyla ilgilenmiyor evlerde bulunan Atari 2600’ler toz topluyordu. Konumuz Mario ise Faruk sen bizim kafamızı niye bunla şişiriyorsun diyebilirsiniz ama bilmeniz gerekir ki Super Mario Brothers böylesine buhranlı bir dönemde piyasaya sürüldü ve dijital oyunculuk dünyası daha temelinde çökecekken Mario, oyunlara olan ilgiyi yeniden arttırarak günümüze gelmesini sağladı. 

Oyunculuğu bitirme noktasına getiren şaheser.

  Şimdi günümüze de başarısıyla uzanan ve hala başarılı olmaya devam eden Mario oyunları, oyunlara sırt çevrildiği dönemde nasıl kendisini ve sistemi NES’i sattırmayı başardı bundan bahsedeyim. 1983 senesinin başında başlayan bu krizin sebebini anlamak için döneme iyice bir bakmak gerekir. O dönemler şimdiki gibi 3 konsol firması yoktu arkadaşlar, büyüklü küçüklü onlarca firma vardı. Büyüklü küçüklü bu onlarca firmanın varlığı yetmezmiş gibi bir de bu konsolların klonlarını yapanlar vardı. Oyunların yapımına harcanan süreler birkaç ayı hiç bulmuyor hatta bazı firmalar 2-3 haftada bir piyasaya kalitesiz oyunlarını sürüyorlardı. 


O dönemler piyasada olan konsolların bir kısmı.

 Nintendo’nun şu anda da devam eden oyun yapımı mantalitesi tahmin ediyorum ki o zamanlarda doğdu. Nintendo bir oyun yapınca ben hiçbir zaman bir bug, bir error veya ne bileyim bir glicth görmeyeceğimi biliyorum. Teknik açıdan bakarsak oyunları mükemmele yakın çıkarıyorlar diyebilirim. Bu övgü aslında günümüzde bile hala geçerliliği olan bir övgü ve bir de bunu iki haftada oyun yapılan onlarca oyun konsolu firmasının olduğu dönemde söyleyin... NES ve Super Marıo Brothers peynir ekmek gibi sattı, bütün dünyaya yayıldı. O kadar yayıldılar ki ülkemizde atari dediğimiz her cihaz aslında birer NES klonuydu ve hepimiz çocukken Mario oynadık. 


 Şimdi hepiniz bana "Faruk, bu Mario hep rakipsizlikten ekmek yedi. Tek alametif harikası teknik anlamda yüksek kalitesiymiş." diyeceksiniz ve yanılacaksınız. Hayır rakibi de vardı, hepinizin bildiği mavi ve dikenli bir dostumuz. Bilmeyen varsa da adını saklayacak halim yok, SonicSonic ilk olarak 1991'de tahtına kurulmuş ve sürekli birincilik ipini göğüsleyen küçük tesisatçımızın tahtını sallandırmaya gelmişti. Sonic 1991'den sonra oyunlarında olduğu gibi hızlıca piyasada yer edindi ve Sega'nın agresif reklamları sayesinde de en az Mario kadar güçlü bir marka haline geldi. Sega 4. nesilde SNES'e soğuk terler döktürdü ve Mario'da biraz mavi kirpimizden korkmaya başladı.  

Sonic.


 Sonic pek çok farklı devam oyununa ev sahipliği yaptı. Mario’nun sahip olduğu her çeşit oyuna alternatif sundu ve piyasada aralarında çok da bir fark kalmamış gibi görünüyordu. Hatta aileler çocuklarına Nintendo konsol alırken, çocukların istediği konsollar genelde Sega oluyordu. Agresif Sega reklamları o kadar etkili olmuştu ki, Nintendo konsolu olanlara loser gözüyle bakılıyor ve Nintendo konsolu olan çocuklar, kendilerine ezik denileceğini düşünerek sahibi oldukları konsollar hakkında konuşmuyorlardı. 


O dönem ki Sega reklamlarının bazıları, izlerseniz sık sık Nintendo'yla uğraştığını görebilirsiniz.


Sonic o kadar hızlıydı ki, o kadar hızlı koşuyordu ki. Bu kadar belirtince aklınıza umarım at ve dışkısıyla ilgili olan söz gelmiştir. 5. nesle girdiğimizde en büyük iki yenilik üçüncü boyuta geçilmesi ve Sony’nin piyasaya girişi oluyor. Bu iki değişiklik de Sonic’e yaramadı. Sonic hiçbir zaman o hızıyla 3D oynanabilecek bir oyun değildi ve Sega ısrarlı denemelerine o dönemden başlamıştı. Sonic’in o dönemi o kadar silik geçmişti ki o dönem hangi oyunları çıktı diye sorun Google’a bakmadan yazamam gerçekten. Yeni çıkmış Avustralya'nın bağrından kopmuş bandikut denen, bir çeşit keseli sıçan olan karakterimiz Crash bile Sonic’i unutturdu. Aslında CrashMario’yu bile azıcık salladı ama Mario Gameboy’a dua etsin. 


 Sonic zor anlar yaşarken Mario’da neler oluyor derseniz Mario’nun keyfi tıkırında. N64 az sattığı için oradaki oyunları da otomatikmen az satmış olabilir ama Mario’nun elinde bir de sapasağlam kaya gibi bir Gameboy vardı. İki platforma da farklı oyunlar çıktı ve hepsi ayrı ayrı efsane oldu. N64’te Mario’nun 3D olması için uğraşlar harika sonuç verdi. 3D’ye geçişte kesinlikle Sonic kadar zorlanmadı ve N64 için çıkan Mario 64 hala tüm zamanların en iyi Mario oyunlarından birisi olarak gösteriliyor.  


 İki markanın da akıbeti nasıl gitti ve günümüzdeki durumları nasıl diye soracaksınız biliyorum. Sonic hala 3D oyun yapamayacağının farkında olmadan ısrarla 3D oyun yapmaya çalışıyor ve tabi ki başarısız olmaya devam ediyor. O kadar hızlı bir karakteri 2D platformda bile takip etmek zorken hala bu 3D ısrarı nedir anlamıyorum Sonic Team. Mario ise kendisine yakışacak yenilikleri aldı kullandı, işine yaramayacakları kullanmadı ve zaten olması gereken buydu. Sonic her yeniliğe bana olur mu olmaz mı diye düşünmeden atladı ve bu Sonic için sonu getirdi. Şimdilerde telefonlar için bedavaya indirilen koşma oyunları kalitesindeki oyunları satmayan çalışan Sonic ile hala yeni oyunu çıktığı zaman herkesten olumlu yorum alan ve büyük heyecan yaratan Mario’nun eskiden rakip olduğuna inanmak bugünden bakınca bir garip geliyor. 

 Peki siz çocukluğunuzda hangisi ile büyüdünüz? İkisiyle de büyümemiş ve benim gibi Crash Bandicoot ile Looney Tunes oyunlarıyla büyümüş de olabilirsiniz. Yaşınızı bilmiyorum belki de Minecraft ile büyüdünüz. Çocukluğunuzda oynadığınız ve çok zevk aldığınız ilk oyunu yorumlara yazabilirsiniz ve bunun üzerine sohbet edebiliriz. Görüşmek üzere. 

1 yorum:

  1. Sonic üç boyutluya geçme yeniliğinde slow motionla geçiş yapsaydı bir nebze yarışa devam edebilirdi ama dediğin gibi, o hızda bir karaktere uyum sağlayacak bir oyun inşa etmek zor iş

    YanıtlaSil